Çarşamba , Nisan 17 2024
entr

SIMPLE PRESENT TENSE

SIMPLE  PRESENT  TENSE (GENİŞ ZAMAN)

    “Simple Present Tense” geniş zamanı ifade eder. Sürekli yaptığımız eylemleri, genel gerçek ifadeleri anlatır.

 OLUMLU

I  save money.   ( Ben para  biriktiririm.)                           

YOU  save money. ( Sen para biriktirirsin.)

WE  save money. ( Biz para biriktiririz.)

THEY  save money. ( Onlar para  biriktirirler.)

NOT: Simple Present Tense’de “ I, YOU, WE ve THEY” özneleri ile birlikte fiilin birinci hali yani yalın hali kullanılır. 

***  HE saves money. (O para biriktirir.)

       SHE saves money. ( O para biriktirir.)

      IT saves money. (O para biriktirir.)

NOT: “HE,SHE ve IT” özneleri ile fiile “-s,-es,-ies” takıları gelir.

OLUMSUZ

I don’t save money. ( Ben para biriktirmem.)

YOU  don’t save money. (Sen para biriktirmezsin.)

HE doesn’t save money. (O para biriktirmez.)

SHE doesn’t save money. ( O para biriktirmez.)

IT doesn’t save money. (O para biriktirmez.)

WE don’t save money. (Biz para biriktirmeyiz.)

YOU don’t save money. ( Siz para biriktirmezsiniz.)

THEY don’t save money. ( Onlar para biriktirmezler.)

NOT: Olumsuz cümlelerde olumsuzluk eki NOT kullanılmak zorundadır ve DEĞİL anlamına gelir. Yardımcı fiil ile  “DO NOT(DON’T)” şekinde  kullanılır. “ I,YOU, WE ve THEY” öznelerinden sonra DO yardımcı fiili ve fiilin birinci  hali kullanılır. “HE,SHE ve IT” öznelerinden sonra ise “DOES NOT(DOESN’T)” yardımcı fiili ile fiilin birinci hali kullanılır.

SORU

DO  I  save money ?

DO  you  save money ?

DO  we  save money ?

DO  they  save money ?

DOES  he save money ?

DOES  she  save  money ?

DOES  it  save money ?

NOT: Soru kalıplarında ise DO ve DOES başa gelir, sonra özne ve fiilinin birinci hali gelir.

TIME  EXPRESSIONS  FREQUENTLY  USED  IN SIMPLE  PRESENT  TENSE 

( SIMPLE PRESENT TENSE’DE  KULLANILAN SIKLIK  ZARFLARI)

always >  her zaman                                         

almost always/nearly always > neredeyse  her zaman

usually > genellikle

generally > genellikle

often > sık sık

frequently >  sık sık

sometimes > bazen

occasionally > ara sıra

seldom > nadiren

rarely > nadiren

scarcely > neredeyse, hemen hemen

scarcely ever > hemen hemen hiç

barely > ancak, zar zor

ever > hiç

not ever > hiçbir zaman

never > asla

 almost never > neredeyse hiç

at times > bazen, zaman zaman

once in a while > ara sıra, bazen

from time to time > zaman zaman

now and then > bazen, ara sıra

every day/week/month/summer … > her gün/ her hafta/ her ay/ her yaz

once/twice … a month/ a year … > ayda bir kez/iki kez yılda bir kez/ iki kez

at the weekends/on weekends > haftasonları

on Mondays/Sundays … > her pazartesi / her pazar

on weekdays > haftaiçileri

in the mornings/at nights … > sabahları/geceleri

every two days/every three weeks … > iki günde bir/ üç haftada bir

  • Alışkanlıklar, yinelenen eylemler:

*During weekdays, I try to get an eight-hour sleep so that I can feel energetic at work.

( Hafta boyunca, ben işte kendimi enerjik hissedebilmem için sekiz saat uyku  almayı denerim. )

*As a teacher, Semra always has extra work to do at home because she prepares lesson plans for the next day.

( Bir öğretmen olarak, Semra gelecek günün ders planlarını hazırladığı için genellikle evde daha çok çalışır. )

 

  • Genellemeler, doğa kanunları, evrensel gerçekler:

    *Hurricanes  occur when the warm air from the surface of the ocean rises and meets the cooler air.

     ( Okyanusun yüzeyinden çıkan sıcak hava yükseldiğinde ve soğuk havayla birleştiğinde      

       kasırgalar meydana gelir. )

    *Trees grow more quickly when they are young.

     ( Ağaçlar gençken daha hızlı büyür. )

 

  • Geçerliliği sürekli ve kalıcı olan durum veya eylemler:

       *Brian lives in a modest house although he earns quite a lot of money.

         ( Brian oldukça çok para kazanmasına rağmen gösterişsiz bir evde yaşıyor. )

 

       *Harrods, the famous shopping mall in Britain, sells a large variety of goods.

        ( Britanya’da ünlü bir alışveriş merkezi olan Harrods çok çeşit ürün satar. )

 

  • Eylem içermeyip durum bildiren fiillerle “-ing” eki kullanılmadan oluşturulan şimdiki zaman ifadesi:

        *Serkan doesn’t know how to use the fax machine so he needs your help.

           ( Serkan faks makinesinin nasıl kullanıldığını bilmiyor bu yüzden yardımına ihtiyacı  

             Var. )

          *She wants to ask a question but she doesn’t want to interrupt him now.

           ( O bir soru sormak istiyor ama şimdi onun sözünü kesmek istemiyor. )

  • Haber başlıkları:

     *Germany beats Argentina in the semi finals of the 2010 World Cup.

      ( Almanya 2010 Dünya Kupası’nın semi finallerinde Arjantina’yı yendi. )

      *Prime Minister attends a special ceremony and makes a speech there.

 

  • Kitap, film özetleri; öykü, fıkra anlatımı ve spor yorumları yaparken kullanılır:

*One day, the princess comes to the palace and comes together to her father.

( Bir gün prenses saraya gelir ve babasına kavuşur.)

*Messi kicks the ball and scores the goal of his team.

( Messi topa vurur ve takımına gol kazandırır. )

 

  • Performative verbs ( accept, acknowledge, assume, believe, deny, hope,

İnform, promise, think…) ile oluşturulan cümleler ile kullanılır :

*I believe in faeries. ( Perilere inanırım. )

*I hope you won’t expect results immediately. ( Ben senin sonuçları hemen beklemeyeceğini umut ediyorum. )

USE OF FREQUENCY ADVERBS IN SIMPLE PRESENT TENSE 

(SIMPLE PRESENT TENSE’DE SIKLIK ZARFLARININ KULLANIMI )

 

  • Bir eylemin hangi sıklıkta yapıldığını öğrenmek istiyorsak “How often” sorusunu eyleme sormamız gerekir.

*Mary is always in charge. ( Mary her zaman sorumludur. )

*I never promise anybody anything. ( Ben asla birisine söz vermem. )

 

  • Sıklık zarfları olumlu cümlede genellikle esas fiilden önce özne ile fiil arasında kullanılır. Ancak bu zarflar “be (am,is,are)” fiilinden sonra kullanılır.

*Our teacher usually lets us free. ( Öğretmenimiz bizi genellikle serbest bırakır. )

*Elena is sometimes pessimistic about the future of the company due to the economic crisis.

(Elena, ekonomik krizden dolayı şirketin geleceği konusunda bazen kötümserdir. )

 

  • Fakat “be” fiili olumsuz yapıda ise kullanım değişebilir.

*My sister sometimes isn’t pleased with surprises.

 ( Kız kardeşim bazen sürprizlerden memnun olmaz. )

 

ÇOK ÖNEMLİ

                                 Olumsuz cümlede her zaman “always” olumsuz belirten  

                                ekten sonra gelmelidir.

              *First impressions aren’t always correct. ( İlk izlenimler her zaman doğru değildir. )

 

  • “Usually, normally, often, frequently, sometimes ve occasionally” , cümlelerin başında veya sonunda yer alabilir. Ancak, “always, never, rarely ve seldom” genellikle cümle başında veya sonunda yer almaz.

*Sometimes I enjoy playing computer games especially after a hard day.

 ( Bazen ben özellikle yoğun bir günün ardından bilgisayar oyunları oynamaya bayılırım. )

 

  • “Frequently, sometimes, occasionally” olumsuz yardımcı fiilden önce gelmelidir.

*He sometimes doesn’t feel like going to work. ( feel like= wish, want )

( O bazen işe gitmek istemez. )

 

  • “Usually, generally, often” olumsuz yardımcı fiilden önce ya da sonra gelebilir.

*My mother doesn’t often go shopping herself; instead, she prefers shopping online.

 ( Annem kendi kendine alışverişe gitmez, bunun yerine internetten alışveriş yapmayı tercih eder.)

 

  • “Never, seldom, rarely, hardly ever” olumsuz anlam taşırlar. Bu zarflar olumlu fiil yapısıyla kullanılırlar ama cümlenin anlamını olumsuz yaparlar.

*My son never makes his bed, which always drives me crazy. ( Oğlum asla yatağını düzeltmez, ki bu da her zaman beni çıldırtır. )

 

ÇOK ÖNEMLİ 

                                Olumsuz anlam taşıyan zarflar, cümle başında yer alırsa

                               cümlenin devrik yapılması zorunludur.

**  Rarely do I watch  football matches.

( Ben nadiren futbol maçlarını izlerim. )

 

**Never does Smith show tolerance to his employees if anything goes wrong.

( Smith, eğer bir şeyler yanlış giderse çalışanlarına asla tolerans göstermez. )

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.