Çarşamba , Nisan 24 2024
entr

MOBY DICK – BÖLÜM 1

Benim adım İsmail. Size birkaç yıl önce yaptığım seyahatin hikayesini anlatacağım.

Param olmadığında ve farklı şeyler istediğimde ben genellikle denize açılmak için bir gemi ararım. Zengin insanların seyahat ettiği gemilere binmem ve aynı zamanda o gemide aşçı veya temizlikçi olarak seyahat edemem. Ben basit bir mürettebat üyesi olarak botlara binerim.

Birinin bana bir şey emretmesini sevmem. Bu benim düzenli hayatım için büyük değişiklik, çünkü herhangi birinden emir almıyorum. Ben emir vermeyi seviyorum. Kaptan bana zeminleri fırçalamamı ve temizlememi bana söylediğinde ben onu yapıyorum. Çünkü ben bunun yapılacak doğru şey olduğunu biliyorum. Onlar bana bunun için para ödüyorlar. Ve ben denizin kokusunu ve rüzgarın taze kokusunu da seviyorum.

“İşte bu zamanda balina botuna bineceğim.” diye karar verdim.

Gemilerin çoğu okyanusta balinaları avlar. Bir balina avcı gemisini bulmak için en iyi yer Amerika’nın doğu sahilindeki Nantucket adasıdır.

Ben Cumartesi gecesi New Bedford’a vardığımda Nantucket’e giden gemi seyahatine çoktan başlamıştı, bu yüzden bir gecelik veya daha fazla gece için Bedford’da kalmak zorunda kaldım.

Hava gittikçe kararıyordu. Geceyi nerede geçireceğimi merak etmeyi bıraktım. Cüzdanımda çok az para vardı. “İsmail bir odanın ücretini sormak zorundasın.” diye kendi kendime düşündüm.

Deniz tarafında bir han gördüm. Kapısı açıktı. Ben içerden gelen sesleri duyabiliyordum. Orada denizcilerin içtiği uzun bir masa vardı. Denizciler masaya “Jonah” diye sesleniyorlardı, çünkü masayı bir balinanın çenesine benzetiyorlardı. Çünkü o Jonah’ın bir balina tarafından yutulduğunu okuduğum kitapların birisinde yazılmıştı.

“Bu gece için bir odanız var mı?” diye hanın sahibine sordum.

“Hayır, yok.” dedi. “Bizim boş odamız yok.” Daha sonra o düşündü. “Başka bir adamla bir yatak paylaşabilir misiniz?”

“Kiminle?” diye sordum.

“Askeri bir silah kullanan denizciyle!”

Bu arada “Askeri bir silahın ne olduğunu bana söyler misiniz?”

“Tamam.” dedi adam. “Eğer onunla uyumazsan kalacak başka bir yer yok.”

Dışardaki fırtınayı düşündüm. Daha sonra şöyle dedim; “O bir yaratık olsa bile bu adamla odayı paylaşmak zorundayım.”

“Ben de öyle düşünüyorum.” dedi adam. “Otur. Akşam yemeği istersin, değil mi? Birazdan hazır olacak.” Hanın sahibi adama akşam yemeği getirdi.

“Zeland kadar soğuk.” dedi adamlardan birisi.

“Evet, öyle.” dedi hanın sahibi. “Benim odun alacak param yok.”

Ben ellerimi bir fincan çayla ısıttım. Patates, şeker, yağ ve undan yapılmış bir puding masanın üzerinde duruyordu. Yeşil montlu bir adam hızlıca onu yemeye başladı.

“Ben açım.” diye söyledi o adam.

“Eğer hızlı yerseniz gece kabuslar göreceksiniz.” dedi bir adam.

“Bu bana bahsettiğin denizci mi?” fısıldayarak hanın sahibine sordum.

“Oh, hayır. O bir zenci. O asla tatlı şeyler yemez. O sadece et yer.”

“Bu adam nerede? O burada mı?” diye sordum.

“O birazdan burada olacak.” dedi hanın sahibi.

Ben bir adamla bir yatağı paylaştığım için mutlu değildim. Ben denizcinin ilk önce yatağa gitmesine karar verdim. Bu nedenle geceyi denizci hikayeleri dinleyerek geçirmek zorunda kaldım. Bu adamlar sabahları limana gelen gemilerden iniyorlardı. Bu yüzden onlar son haberleri getiriyorlardı. Ben adamı dinlerken hanın sahibi odayı paylaşacağım adamın gelmeyeceğini söyledi. O bana bir mum verdi ve odamı gösterdi.

O bana küçük, soğuk bir oda vermişti. Dört kişinin kalabileceği genişlikteydi.

“Yatağın burada! İyi uykular.” dedi ve mumu bana bıraktı.

 

KELİMELER 😀

Journey  😳 (seyahat, yolculuk)

To be broke 😳  (parasız olmak, meteliksiz olmak)

To look for  😳 (aramak, araştırmak)

To sail 😳  (denize açılmak)

Crew member 😳  (denizci mürettebatı üyesi)

To order  😳 (sipariş etmek, emretmek)

To hunt  😳 (avlamak, avlanmak)

To wonder  😳 (merak etmek)

Fee 😳  (ücret)

Inn 😳  (han, konaklanacak yer, misafirhane, otel)

Seamen 😳  (denizci)

A jaw  😳 (çene)

To swallow  😳 (yutmak)

Vacant 😳  (boş)

Harpoon 😳  (askeri silah)

Monster  😳 (yaratık, canavar)

Inn-keeper  😳 (hanın sahibi, otelin sahibi)

Flour  😳 (un)

Nightmare 😳 (kabus)

To whisper  😳 (fısıldamak)

Negro 😳 (zenci)

Port 😳 (liman)

Candle 😳 (mum)

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.